
20 yıldır hemşirelik mesleğini
yaptığını belirten Nuray Yeşilaraz, 12 yıldır tiyatro ile uğraştığını ve
tiyatronun içinde her zaman ukte olan bir şey olduğunu belirti. 10 yıllık
tiyatro oyunculuğu deneyiminin ardından kendine 52. Antalya Film Festivali'nde
en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandıran "Kalandar Soğuğu" filminin
seçmelerine nasıl katıldığını anlatan ve hayatında ilk defa bir inde oynarken
bunun sonucunda çok önemli bir ödülün de sahibi olduğuna vurgu yapan Yeşilaraz,
"Bu çok sıra dışı bir şeydi. İlk oynadığım filimde Altın Portakal ödülünü
aldım. Nice değerli sanatçılar ömür boyu bu ödüle sahip olamazken benim bunu
almam şans ve kaderdi. Ama bununla beraber ben yaptığı işi en iyi şekilde
yapmaya çalışan bir insanım. Bu filminde de her şeyin en doğru şekilde olması
için çok çabaladım. Filmi İzlediğinizde bunu hissedeceğinizi düşünüyorum.
Sanatla uğraşmak benim hayatımda güzel değişiklikler oluşturdu. Umarım hemşire
meslektaşlarıma da ufuk açacak bir durum olmuştur bu. Ödül sonrası Türkiye'nin
pek çok farklı bölgelerinden hemşire arkadaşların beni kutlaması da bunu
gösteriyor" diye konuştu.
Konuşmaların ardından
yönetmenliğini Mustafa Kara'nın üstlendiği filmin gösterimine geçildi. Kara'ya
Tokyo Uluslararası Filim Festivali'nde en iyi yönetmen ödülünü de kazandırmış
olan filim katılımcılar tarafından seyredildikten sonra izleyiciler filim
hakkında merak edilen sorularına da cevap buldu. https://www.bolgegundem.com/altin-portakal-odullu-oyuncu-nuray-yesilaraz-omude-414869h.htm
Filmleri: Seni Seven Ölsün 2016,
Kalandar Soğuğu (Hanife) 2015
EN İYİ KADIN OYUNCU ödülü
“KALANDAR SOĞUĞU” Mustafa Kara 2015
52. Antalya Altın Portakal Film Festivali 2015
Konu: Sisler
içerisindeki Karadeniz’in bir dağ köyünde, küçük ailesiyle yaşayan Mehmet, bir
yandan geçimini birkaç hayvanla sağlamaya çalışırken, diğer yandan büyük bir
tutkuyla dağlarda maden/altın rezervi aramaktadır. Çabaları artık gitgide
umutsuzluğa dönüşürken, aldığı yeni bir haber Mehmet’i Artvin’de
gerçekleştirilecek olan boğa güreşlerine sürükler... İnsanın ve doğanın
derinliklerine inerek, oradaki esrarlı şiirsel ortaklığı görünür kılmaya
çalışan film bazen ıssız doğanın ortasında yalnızlığın, yoksulluğun yakıcı
atmosferine dokunuyor bazen de nefis bir pastoral senfoni sunuyor seyirciye.
(Beyazperde.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder