
Annesi kızını, lise öğrenimi için
Londra’ya dayısının yanına gönderir. Hümeyra Londra’da iken aynı zamanda gitar
çalarak beste yapmaya başlamıştır. Hatta Trafalgar Meydanı’nda da şarkı
söylemeye başlamıştır. Hümeyra Akbay, eğitim hayatını dayısının yanında tamamladıktan
sonra 18 yaşında yeniden İstanbul’a dönmeye karar verir. Hemen ardından da
Ekspres gazetesinde Beyoğlu ve Cemiyet muhabiri olarak ilk kez çalışma hayatına
adım atar.
Hümeyra Akbay, çok küçük
yaşlardan beri balerin olma hayalleri kuruyordu. Ancak hayatı, o dönemin en
önemli plak şirketlerinden olan Melodi Plak ile çalışmaya başlaması ile
birlikte değişmiştir. Hümeyra, Melodi Plak şirketinde, plak tasarımlarını yapan
bir grafiker olarak çalışmaya başlamıştır. Çalışmakta olduğu bir günün sonunda
rahatlamak adına gitarı ile birlikte şarkı söylediği sırada, patronu tarafından
keşfedilmiştir. Bu şarkı da kendi bestesi olan “Olmasaydı” şarkısıdır.
Hümeyra’nın çıkarmış olduğu ilk
albüm ise “Anlatamıyorum” olmuştur. Bu şarkı ile Hümeyra, Türkiye’nin gerçek
pop starı olarak anılmaya başlanmıştır. 1971 yılında Philips’in yapmış olduğu
teklif ile birlikte Paris’e gitmiştir. Burada Fransızca ve ön yüzünde “Dilber”,
arka yüzünde de “Olmasa” şarkılarının olduğu kırkbeşlik plağı yapmıştır. Ancak
Philips, plağı piyasaya çıkarıp, satışa sunmaktan vazgeçmiştir. Hümeyra’nın bu
plağı, Türk Pop müziği adına en iyi plaklardan biri olabilirdi. Ve bugün bile
yalnızca bazı koleksiyoncularda bulunmaktadır. O plaklar da Hümeyra Akbay’ın,
birisine veririm diye Paris’ten dönerken yanına almış olduğu plaklardır.
Hümeyra Akbay, Emel Sayın’ın
astsolistliğini de yapmıştır. Hemen ardından Gönül Yazarın ve sonrasında da
Sevim Çağlayan’ın Bebek Belediyesi konserlerinde astsolistliğini yapmıştır.
Hümeyra Akbay’ın yapmış olduğu albümler adeta birbirini kovalıyordu. Bu sırada
Hümeyra, sinema ve tiyatro ile de ilgilenmeye başlamıştır. İlk kez 1980 yılında
Atıf Yılmaz’ın yönetmiş olduğu “Talihli Amele” filmi ile sinema macerası
başlamıştır. Ardından Ömer Kavur’un yönetmenliğini yapmış olduğu “Kırık Bir Aşk
Hikayesi” isimli ile devam etmiştir.
Hümeyra, bu filmden sonra da yine Atıf Yılmaz’ın yönetmiş olduğu “Asiye Nasıl
Kurtulur?” isimli nde oynamıştır.
Hümeyra Akbay, 1986 yılında
“Asiye Nasıl Kurtulur?” isimli film ile Altın Portakal ödüllerinde, en iyi
yardımcı kadın oyuncu ödülünü almıştır. Sonrasında “Ödüller Kimin İçin” isimli
tiyatro oyunu ile Ankara Sanat Kurumu’nun vermiş olduğu en iyi kadın oyuncu
ödülüne layık görülmüştür. Hümeyra Akbay, o dönemler ünlü bir aktör olan Fikret
Hakan ve yönetmenlik yapan Ömer Kavur ile yapmış olduğu evlilikler ile de uzun
süre gündemden düşmemiştir.
Hümeyra Akbay, 1990’lı yılların
ortalarından itibaren ekranlardan kaybolmuştur. 2000’li yıllara gelindiğinde
dönemin sitcom dizisi olan “Avrupa Yakası” dizisinde oynamaya karar vermiştir.
Ayrıca Çağan Irmak’ın yönetmenliğini yapmış olduğu “Babam ve Oğlum” filminde
ekranlara yeniden mükemmel bir giriş yapmıştır.
2007 yılında TÜRKSAK Vakfı’nın
düzenlemiş olduğu İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması’nda Apollon
Heykelciliği ödülünün sahibi olmuştur. Hümeyra, “Ben Anadolu” isimli oyunda birçok
farklı karakteri canlandırarak 2007 yılı İsmail Dümbüllü ödülüne de layık
görülmüştür. Hümeyra’nın “Babam ve Oğlum” filminde göstermiş olduğu
performansından dolayı Sinema Yazarları Derneği tarafından en iyi kadın oyuncu
seçilmiştir. Sonrasında Hümeyra, Show televizyonlarında yayınlanmakta olan
“Melekler Korusun” isimli dizide rol almıştır.
Hümeyra Akbay, 1999 yılında
Amerika’ya giderek, iki yıl boyunca San Francisco’da yaşamıştır. Hümeyra, bu
iki yıl boyunca resim dersleri alarak değerlendirmiştir. İki yılın sonunda 2001
yılında yayınlanan “Üzgünüm Leyla” isimli dizi için Türkiye’ye dönmüştür.
Hümeyra Akbay, bir dönem gece kulübü işletmecisi olarak bir dönem de butik
sahibi olarak yaşamına devam etmiştir.
Hümeyra’nın ilk evliliği 18
yaşında iken Haluk Aşkın ile yapmıştır. İkinci evliliğini ise 19 Ekim 1971
tarihinde Fikret Hakan ile yapmıştır. Kendisi ile yaklaşık 1 ay evli kaldılar.
Hümeyra’nın 3. evliliği 1972 yılında Mithat Bigat ile olmuştur. Bu evlilikten
11 Mart 1973 yılında Sadık ismindeki oğlu dünyaya gelmiştir. Hümeyra’nın
dördüncü evliliği ise 1981 yılında yönetmen Ömer Kavur ile olmuştur.
Hümeyra’nın yapmış olduğu beşinci ve son evliliği ise 1999 yılında San Francisco’da caz piyanisti Jimmy Cicero ile olmuştur. Bu
evlilik de 2001 yılında sona ermiştir. [https://www.gelgez.net/humeyra-kimdir-humeyra-akbayin-hayati/]
Filmler: 2011 – Dedemin
İnsanları, 2008 – Güneşin Oğlu, 2008 – Ulak, 2006 – Sınav, 2005 – Babam ve
Oğlum, 1996 – 80. Adım, 1995 – Bir Kadının Anatomisi, 1993 – Yaz Yağmuru, 1990
– Devlerin Ölümü, 1991 – Kurt Kanunu, 1987 – Köşe dönücü, 1986 – Asiye Nasıl
kurtulur?, 1982 – Mine, 1981 – Kırık Bir Aşk Hikayesi, 1981 – Unutulanlar, 1980
– Talihli Amele, 1970 – Adsız Cengaver
EN İYİ KADIN OYUNCU Ödülü
“BABAM VE OĞLUM” Çağan Irmak 2005
35. Siyad Türk Sineması Cahide Sonku Ödülleri 2005
35. Siyad Türk Sineması Cahide Sonku Ödülleri 2005
Konu: Babam ve Oğlum'da, 12 Eylül darbesinin yıktığı
hayatlardan birinde yetişmektedir küçük Deniz. Annesini henüz doğmadan önce
kaybetmiş, bir gazetede yazar olarak çalışan babası tarafından mütevazi bir
evde yetiştirilmiştir. Babası dışında tanıdığı tek bir akrabası bile yoktur.
Taki babası Sadık, bir gün Deniz'i şaşırtacak bir haberle gelene kadar... Deniz
artık babasıyla birlikte, hiç görmediği dedesinin yanında, küçük bir kasabada
yaşayacaktır. Köye vardıklarında Sadık yıllar önce küstüğü babasını ilk kez
görüyordur. Aralarındaki bu üskünlük kolay kolay geçecek cinsten bir durum
değildir. Sadık'ın dönüş sebebini anlamlandıramayan aile bir yandan çok
mutluyken diğer yandan tedirgindir de. Zamanla Deniz bu hiç görmediği ailesine
alışırken ve her şey düzelmeye başlamışken yaşanan bir dram herkesi derinden
etkileyecektir. Son dönem sinemamızın en dokunaklı filmlerinden biri olarak
kabul gören Babam ve Oğlum kendi türünde klasikleşmeye aday filmlerden biri.
(beyazperde.com)
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU Ödülü
“80. ADIM” Tomris Giritlioğlu 1996
8. Ankara Uluslararası Film Festivali1996
“80. ADIM” Tomris Giritlioğlu 1996
8. Ankara Uluslararası Film Festivali1996
“BİR KADININ ANATOMİSİ” Yavuz Özkan 1995
8. Ankara Uluslararası Film Festivali1996
8. Ankara Uluslararası Film Festivali1996
“ASİYE NASIL KURTULUR” Atıf Yılmaz 1986
24. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1987
24. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1987
ONUR ÖDÜLÜ 18. Uçan Süpürge Festivali 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder