9 Mart 2020 Pazartesi

ZUHAL OLCAY


(10 Ağustos 1957 Üsküdar) Babası erkek berberi Cevat İşanç, annesi ev hanımı Süheyla İşanç'tır. Konservatuvarda piyano öğretmeni olan teyzesinin teşviki ile Ankara’ya giderek tiyatro eğitimine başladı.

1976’da Ankara Devlet Konservatuvarı yüksek bölümünü bitirdi. Aynı yıl sınıf arkadaşı Selçuk Yöntem ile evlendi. Bir sene Londra’da eğitim gördü. Üç yıl süren ilk evliliğinin ardından işadamı Zafer Olcay ile evlenen Zuhal Olcay, İzmir’e yerleşti ve İzmir Devlet Tiyatrosu’nda oyunculuğa başladı. 1981 yılında kızı Ceren dünyaya geldi. 1983’ten itibaren çeşitli televizyon yapımlarında rol aldı; ilk televizyon filmi olan Sönmüş Ocak`tan sonra Parmak Damgası adlı yapım ile tanındı. Film festivallerinde aldığı ödüller ününü arttırdı.Sinema oyunculuğu ile birlikte tiyatro oyunculuğunu da sürdüren Olcay, 1986’da Martıdaki Nina rolüyle Avni Dilligil Tiyatro Ödülü'nü, 1988’de Balkon 'daki İrma rolüyle Ankara Sanat Ödülü’nü kazandı.

1989`da Evita Müzikali’nde Evita'yı oynadı. Bu müzikaldeki başarısı üzerine şarkıcılık kariyeri başladı. Dünden Sonra, Yarından Önce adlı filmde şarkıları seslendiren Olcay, daha sonra Onno Tunç’un bestesi olan parçayı bir albümde seslendirdi.

Zuhal Olcay, 1989’da Sahte Cennete Veda adlı filmdeki rolüyle Almanya’da Altın Film Şeridi En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanarak uluslararası bir başarı elde etti.1987’de eşinden ayrılan Olcay, üçüncü evliliğini 1992’de Londra’da tiyatro oyuncusu Haluk Bilginer ile yaptı. 1990’da Haluk Bilginer ile birlikte Tiyatro Stüdyosu adlı özel tiyatronun kurucuları arasında yer aldı ve bu tiyatroda Aldatma, Kankardeşler, Histeri, Balkon gibi oyunlarda başrol üstlendi.

Çeşitli siyasi eylemlere de katılan Olcay’a Bakırköy Belediye Başkanı Adaylığı teklif edildi. Üsküdar’da kiralayıp restore ettikleri Tiyatro Stüdyosu’nun 1996’da yanması üzerine 1999’da Haluk Bilginer ile birlikte Oyun Atölyesi'ni kurdu.

Olcay, Oyun Atölyesi’nin sahnelediği ilk oyun olan Steven Berkoff’un Dolu Düşün Boş Konuş adlı oyunundaki rolüyle Afife Tiyatro Ödülleri "En İyi Komedi Kadın Oyuncusu" Ödülü'nü aldı. Çift, İstanbul’un Moda semtinde bir apartmanı restore ederek oluşturduğu tiyatro mekanını 2002’de açtı. Zuhal Olcay'ın Bilginer ile olan evliliği 2004 yılında sona erdi.

Müzik çalışmalarını önce Vedat Sakman, daha sonra Bülent Ortaçgil ile devam eden ve Küçük Bir Öykü, 'İyisin gibi parçalarla müzik listelerine giren Olcay’ın Küçük Bir Öykü (1990), İki Çift Laf (1991), Oyuncu (1993), İhanet (1998), Başucu Şarkıları (2001) ve Başucu Şarkıları-2 (2005) ve Cengiz Onural'la ortak çalışması olan Hiçbir yerde isimli albümleri vardır. 2008 senesinde TV8'de her perşembe "Mevzuhal" adıyla canlı performans programını sundu. Son olarak 2009 senesinde "Aşk'ın Halleri" albümünü yayınlamıştır. [https://www.haberler.com/zuhal-olcay/biyografisi/]

Filmleri: İhtiras Fırtınası (1983), Amansız Yol (1985), Kurşun Ata Ata Biter (1985), Halkalı Köle (1985), İstek (1986), Genç ve Dul (1986), Oteldeki Cinayet (1986), Bir Günah Gibi (1987), Dünden Sonra Yarından Önce (1987), Bir Avuç Gökyüzü (1987), Gece Yolculuğu (1987), Sahte Cennete Veda (1988), Medcezir Manzaraları (1989), Gizli Yüz (1990), Kara Sevdalı Bulut (1991), İki Kadın (1992) Ay Vakti (1993), Bir Sonbahar Hikayesi (1994), Aşk Üzerine Söylenmemiş Herşey (1995), İstanbul Kanatlarımın Altında (1996), 80. Adım (1996), Salkım Hanım'ın Taneleri (1999), Issızlığın Ortasında Sinema (1999), Gece Martıları (2000), Hiçbiryerde (2001), Simbiyotik (2004), Ankara Cİnayeti (2006), İyi Seneler-Londra (2007)

EN İYİ KADIN OYUNCU ödülü

“HİÇBİRYERDE”
 Tayfun Pirselimoğlu 2002
6. Gökçeada Film Festivali 2003
35. SİYAD Sinema Yazarları Drerneği2002 (Cahide Sonku ödülü)
21. İKSV İstanbul Kültür Sanat Vakfı Film Festivali 2002
Konu: Filmde, gözaltında kaybolan binlerce insana ve geride kalan ailelerin yaşadıklarına dikkat çekilir. Şükran, Haydarpaşa Tren Garı’nın gişesinde çalışmaktadır. Oğlu Veysel’i zorluklar içinde tek başına büyütmüştür. Ölen kocasının siyasi sabıkası vardır. Geçmişten gelen korkuları, Şükran’ın Veysel’i siyasi ortamlardan uzak tutmasına sebep olmuştur. Veysel bir gün aniden kaybolur. Çaresiz kadın polise şikâyette bulunur. Ancak yetkililer onu pek de ciddiye alınmış görünmemektedir. Veysel’in kız arkadaşı Şule, Şükran’ı oğlunun öldüğüne inandıramaz. Onu bulmak için aldığı her haberin ardından gitmeye kararlıdır. (Ayşe Adlı – tsa.org.tr)

“80. ADIM” Tomris Giritlioğlu  1996
19.SİYAD Sinema Yazarları Drerneği1997
Konu: 12 Eylül sonrasında biraraya gelip geçmişi sorgulayan, birbirleriyle hesaplaşan eski eylemci bir grup arkadaşın öyküsü. Çocukluk yıllarını yetimhanede geçiren ve 18 yaşındayken hızlı bir eylemci olup işkencelerden geçen Korkut Laçin (Levent Ülgen), 12 Eylül kurbanlarından birirdir. Kadınların ve arkadaşlarının hayranlık duyduğu, gizemli bir kişiliğe sahip kanarya tutkunu Korkut, polisin takibindedir. Genç adam çareyi ülkeden kaçmakta bulur. Uzakdoğu'da şileplerde çalışır, tayfalık yapar. Ama yine de yakalanıp Türkiye'ye iade edilir. Hapis yatıp, çıkar. Yıllar önce politikaya soyunan gençlik arkadaşı Sedat'ı arar. Aralarında çözülmesi gereken bir sorun vardır. Sedat'ın karısı (Zuhal Olcay) ile tanışıp onunla sevişir. Sonunda efsanevi Korkut, eski nişanlısı olan Sedat'ın kızkardeşi tarafından öldürülür. (sinemalar.com)

 “BİR SONBAHAR HİKAYESİ” Yavuz Özkan 1994
  6. Ankara Uluslararası Film Festivali1994
 İskenderiye Film Festivali 1994
Konu: Film, öğretim görevlisi bir kadın ile kamu bankasında üst düzey yönetici bir adamın birlikteliklerini konu edinir. Ali, Amerika’daki ihtisasını tamamlayıp Türkiye’ye döner. Rastlantı sonucu tanıştığı bir öğretim üyesine âşık olur. Bu aşk kısa zamanda evliliğe dönüşür. Evliliklerinin ilk yılları mutluluk içerisinde geçer. Bir çocukları olur. İkisinin de kariyerleri iyiye gitmektedir. Bu sırada Ali’nin başka bir kadınla birlikte olduğunun ortaya çıkması ikilinin evliliklerini derinden sarsar. Ali pişman olup eşinden af dileyince tekrar bir araya gelirler. Ancak çocuklarına ve sahip oldukları refaha rağmen ikili mutlu olmakta zorlanır. (Hüseyincan Eryılmaz – tsa.org.tr)

 “İKİ KADIN” Yavuz Özkan 1992
İskenderiye Film Festivali 1993
Konu: Filmde, yolları kesişen iki kadının arkadaşlığı anlatılır. Bir bakan tarafından tecavüze uğrayıp darp edilen bir fahişe bakana dava açar. Bakanın adı karışınca olay basında büyük yankı uyandırır. Bakan ise karısı ile arasına soğukluğa sebep olan bu hadisenin komplo olduğunu iddia eder. Hayat kadını davayı kazanmak için mücadele ederken bakan da olaydan kurtulmanın çaresini arar. Bakanın karısı olayın bir komplo olduğunu düşünerek, fahişe kadına para teklif eder. Fakat görüştükleri sırada olayın bir komplo olmadığı gerçeği ile yüzleşir. Bu yüzleşme iki kadın arasında bir arkadaşlığın başlangıcı olacaktır. (Meltem İşler Sevindi -tsa.org.tr)
“MEDCEZİR MANZARALARI”  Mahinur Ergun 1989
 3. Ankara Film Şenliği 1990
Konu: Filmde, bir kadının sevdiği adamla arasındaki gerilimli ilişki konu edilir. Zeynep, İngiltere’de çalıştığı bankadan ayrılarak Türkiye’ye yerleşir. Düzen kurup evlenmek ister. Bir tanıdığı vasıtasıyla bankada işe girer. İlk iş gününde bankanın müdürü Erol’la arasında bir ilişki başlar. Bir süre sonra Erol’un tutarsız davranışları Zeynep’i rahatsız eder. Zeynep bu durumu psikiyatrist arkadaşı Ümit’le sık sık konuşur. Ümit, Zeynep’e Erol’dan ayrılmasını telkin eder. Ancak Zeynep tüm çabalarına rağmen Erol’dan kopamayacaktır. (Meltem İşler Sevindi)

“DÜNDEN SONRA YARINDAN ÖNCE   Nisan Akman 1987
 2. Ankara Film Şenliği 1989
Konu: Filmde, evlilik hayatı içinde sıkışmış bir kadının hayatı anlatılır. Gül ve eşi Bülent, sinema sektöründe çalışmaktadır. İyi bir ilişkileri vardır. Fakat ikisi de çok yoğundur. Evliliklerinin zarar gördüğünü düşünen Bülent, Gül’ün iş yükünden şikâyet etmektedir. Daha düzenli bir hayat evliliklerini yoluna koyacaktır. Çocuk sahibi olmanın da zamanı gelmiştir. Gül işten ayrılır. İlk zamanlar yemek yapmaktan, ev işleri ile uğraşmaktan şikâyetçi değildir. Ancak bu hayat onu tatmin etmemektedir. Mutsuzluk ve güvensizlik hissi, onu yavaş yavaş içine çekmeye başlar. İşsizlik günlerinde edindiği tecrübe, Gül’ün kendine yeni bir yol çizmesine sebep olacaktır. (Ayşe Adlı – tsa.org.tr)
“AMANSIZ YOL“ Ömer Kavur 1985
22. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1985
Konu: Filmde, tır şoförü Hasan’ın hikâyesi anlatılır. Hasan uzun yıllar Almanya’da kaldıktan sonra İstanbul’a döner. Geldiğinde en iyi arkadaşı Yavuz ile eski aşkı Sabahat’in evlendiğini öğrenir. Ayşe isminde de bir kız çocukları olmuştur. Yavuz yasadışı işlere karışmış ve bu işlere ailesini de bulaştırmıştır. İşlerin kötüye gittiğini gören Yavuz ortadan kaybolur. Sabahat ve Ayşe’ye destek olmak Hasan’a düşecektir. (Aybala Hilal Yüksel – tsa.org.tr)

“İHTİRAS FIRTINASI” 
Halit Refiğ 1983
21. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1984
Konu: Osmanlı paşası Recai Bey (Haluk Kurtoğlu), kızı Şeref’i (Gülşen Bubikoğlu) bir erkek evlat gibi yetiştirmiştir. Şeref, padişahı devirmek isteyen vatanseverlerce düzenlenen toplantılara katılmaktadır. Gazeteci ve müzisyen Feyyaz Bey (Cihan Ünal) de bu vatanseverlerden biridir. Recai Bey Feyyaz’dan kızı Şeref ve yeğeni Müjgan’a (Zuhal Olcay) müzik dersi vermesini rica eder. Feyyaz Şeref’e aşık olur ve evlenme teklif eder. Şeref içten içe onu sevdiği halde ilkeleri nedeniyle bu teklifi geri çevirir. Diğer yandan Müjgan da Feyyaz’a aşıktır. Abdülhamid’e karşı başarısız bir suikast düzenlenir. Yakalananlar arasında Feyyaz da vardır. İşlemediği suç yüzünden ölüme mahkum edilir. Şeref, Feyyaz’ı kurtarmak için Haşim Bey’le evlenir. Babası Şeref’i reddeder. Feyyaz da Müjgan’la evlenir. Şeref mutlu değildir. Kocası Haşim (Raik Alnıaçık) onu sürekli aldatmaktadır. Feyyaz ve Müjgan Şeref’i ziyaret ederler. Bir süre sonra Haşim Bey, Feyyaz’la Şeref’in arasında bir şeylerin varlığından şüphelenip Feyyaz’ı sürgüne gönderir. Şeref evi terkeder ve bir süre sonra sürgünden dönen Feyyaz’la hamile eşi Müjgan’ın yanına gider. Feyyaz’la Şeref’in yakınlığına tanık olan Müjgan sesini çıkarmaz. Birlikte yaşamaya devam ederler. Şeref Gazeteci Feyyaz’a suikast düzenleneceğini öğrenir, üzerine Feyyaz’ın yağmurluğunu giyip dışarı çıkar. Haşim Bey ve adamları bahçededir. Haşim Feyyaz sandığı Şeref’e ateş eder, Şeref de ölmeden önce Haşim Bey’i vurur. Müjgan’ın bir oğlu olmuştur. Adını Şeref koyarlar. Bu, onların da şerefi olacaktır. (sinemalar.com)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder