
1976’da Ankara Devlet Konservatuvarı yüksek
bölümünü bitirdi. Aynı yıl sınıf arkadaşı Selçuk Yöntem ile evlendi. Bir sene
Londra’da eğitim gördü. Üç yıl süren ilk evliliğinin ardından işadamı Zafer
Olcay ile evlenen Zuhal Olcay, İzmir’e yerleşti ve İzmir Devlet Tiyatrosu’nda
oyunculuğa başladı. 1981 yılında kızı Ceren dünyaya geldi. 1983’ten itibaren
çeşitli televizyon yapımlarında rol aldı; ilk televizyon filmi olan Sönmüş
Ocak`tan sonra Parmak Damgası adlı yapım ile tanındı. Film festivallerinde
aldığı ödüller ününü arttırdı.Sinema oyunculuğu ile birlikte tiyatro
oyunculuğunu da sürdüren Olcay, 1986’da Martıdaki Nina rolüyle Avni Dilligil
Tiyatro Ödülü'nü, 1988’de Balkon 'daki İrma rolüyle Ankara Sanat Ödülü’nü
kazandı.
Zuhal Olcay, 1989’da Sahte Cennete Veda adlı
filmdeki rolüyle Almanya’da Altın Film Şeridi En İyi Kadın Oyuncu ödülünü
kazanarak uluslararası bir başarı elde etti.1987’de eşinden ayrılan Olcay,
üçüncü evliliğini 1992’de Londra’da tiyatro oyuncusu Haluk Bilginer ile yaptı.
1990’da Haluk Bilginer ile birlikte Tiyatro Stüdyosu adlı özel tiyatronun
kurucuları arasında yer aldı ve bu tiyatroda Aldatma, Kankardeşler, Histeri,
Balkon gibi oyunlarda başrol üstlendi.
Çeşitli siyasi eylemlere de katılan Olcay’a
Bakırköy Belediye Başkanı Adaylığı teklif edildi. Üsküdar’da kiralayıp restore
ettikleri Tiyatro Stüdyosu’nun 1996’da yanması üzerine 1999’da Haluk Bilginer
ile birlikte Oyun Atölyesi'ni kurdu.
Olcay, Oyun Atölyesi’nin sahnelediği ilk oyun
olan Steven Berkoff’un Dolu Düşün Boş Konuş adlı oyunundaki rolüyle Afife
Tiyatro Ödülleri "En İyi Komedi Kadın Oyuncusu" Ödülü'nü aldı. Çift, İstanbul’un
Moda semtinde bir apartmanı restore ederek oluşturduğu tiyatro mekanını 2002’de
açtı. Zuhal Olcay'ın Bilginer ile olan evliliği 2004 yılında sona erdi.
Müzik çalışmalarını önce Vedat Sakman, daha
sonra Bülent Ortaçgil ile devam eden ve Küçük Bir Öykü, 'İyisin gibi parçalarla
müzik listelerine giren Olcay’ın Küçük Bir Öykü (1990), İki Çift Laf (1991),
Oyuncu (1993), İhanet (1998), Başucu Şarkıları (2001) ve Başucu Şarkıları-2
(2005) ve Cengiz Onural'la ortak çalışması olan Hiçbir yerde isimli albümleri
vardır. 2008 senesinde TV8'de her perşembe "Mevzuhal" adıyla canlı
performans programını sundu. Son olarak 2009 senesinde "Aşk'ın
Halleri" albümünü yayınlamıştır. [https://www.haberler.com/zuhal-olcay/biyografisi/]
Filmleri: İhtiras Fırtınası (1983), Amansız Yol (1985), Kurşun Ata Ata Biter (1985), Halkalı Köle (1985), İstek (1986), Genç ve Dul (1986), Oteldeki Cinayet (1986), Bir Günah Gibi (1987), Dünden Sonra Yarından Önce (1987), Bir Avuç Gökyüzü (1987), Gece Yolculuğu (1987), Sahte Cennete Veda (1988), Medcezir Manzaraları (1989), Gizli Yüz (1990), Kara Sevdalı Bulut (1991), İki Kadın (1992) Ay Vakti (1993), Bir Sonbahar Hikayesi (1994), Aşk Üzerine Söylenmemiş Herşey (1995), İstanbul Kanatlarımın Altında (1996), 80. Adım (1996), Salkım Hanım'ın Taneleri (1999), Issızlığın Ortasında Sinema (1999), Gece Martıları (2000), Hiçbiryerde (2001), Simbiyotik (2004), Ankara Cİnayeti (2006), İyi Seneler-Londra (2007)
EN
İYİ KADIN OYUNCU ödülü
“HİÇBİRYERDE” Tayfun Pirselimoğlu 2002
6. Gökçeada Film Festivali 2003
35. SİYAD Sinema Yazarları Drerneği2002 (Cahide Sonku ödülü)
21. İKSV İstanbul Kültür Sanat Vakfı Film Festivali 2002
“HİÇBİRYERDE” Tayfun Pirselimoğlu 2002
6. Gökçeada Film Festivali 2003
35. SİYAD Sinema Yazarları Drerneği2002 (Cahide Sonku ödülü)
21. İKSV İstanbul Kültür Sanat Vakfı Film Festivali 2002
Konu: Filmde, gözaltında kaybolan binlerce insana ve geride kalan ailelerin
yaşadıklarına dikkat çekilir. Şükran, Haydarpaşa Tren Garı’nın gişesinde
çalışmaktadır. Oğlu Veysel’i zorluklar içinde tek başına büyütmüştür. Ölen
kocasının siyasi sabıkası vardır. Geçmişten gelen korkuları, Şükran’ın Veysel’i
siyasi ortamlardan uzak tutmasına sebep olmuştur. Veysel bir gün aniden
kaybolur. Çaresiz kadın polise şikâyette bulunur. Ancak yetkililer onu pek de
ciddiye alınmış görünmemektedir. Veysel’in kız arkadaşı Şule, Şükran’ı oğlunun
öldüğüne inandıramaz. Onu bulmak için aldığı her haberin ardından gitmeye
kararlıdır. (Ayşe Adlı – tsa.org.tr)
“80. ADIM” Tomris Giritlioğlu 1996
19.SİYAD Sinema Yazarları Drerneği1997
Konu: 12 Eylül sonrasında biraraya gelip geçmişi sorgulayan, birbirleriyle
hesaplaşan eski eylemci bir grup arkadaşın öyküsü. Çocukluk yıllarını
yetimhanede geçiren ve 18 yaşındayken hızlı bir eylemci olup işkencelerden
geçen Korkut Laçin (Levent Ülgen), 12 Eylül kurbanlarından birirdir. Kadınların
ve arkadaşlarının hayranlık duyduğu, gizemli bir kişiliğe sahip kanarya tutkunu
Korkut, polisin takibindedir. Genç adam çareyi ülkeden kaçmakta bulur.
Uzakdoğu'da şileplerde çalışır, tayfalık yapar. Ama yine de yakalanıp
Türkiye'ye iade edilir. Hapis yatıp, çıkar. Yıllar önce politikaya soyunan
gençlik arkadaşı Sedat'ı arar. Aralarında çözülmesi gereken bir sorun vardır.
Sedat'ın karısı (Zuhal Olcay) ile tanışıp onunla sevişir. Sonunda efsanevi
Korkut, eski nişanlısı olan Sedat'ın kızkardeşi tarafından öldürülür.
(sinemalar.com)
“BİR SONBAHAR HİKAYESİ” Yavuz Özkan 1994
6. Ankara Uluslararası Film Festivali1994
İskenderiye Film Festivali 1994
“BİR SONBAHAR HİKAYESİ” Yavuz Özkan 1994
6. Ankara Uluslararası Film Festivali1994
İskenderiye Film Festivali 1994
Konu: Film, öğretim
görevlisi bir kadın ile kamu bankasında üst düzey yönetici bir adamın birlikteliklerini
konu edinir. Ali, Amerika’daki ihtisasını tamamlayıp Türkiye’ye döner.
Rastlantı sonucu tanıştığı bir öğretim üyesine âşık olur. Bu aşk kısa zamanda
evliliğe dönüşür. Evliliklerinin ilk yılları mutluluk içerisinde geçer. Bir
çocukları olur. İkisinin de kariyerleri iyiye gitmektedir. Bu sırada Ali’nin
başka bir kadınla birlikte olduğunun ortaya çıkması ikilinin evliliklerini
derinden sarsar. Ali pişman olup eşinden af dileyince tekrar bir araya
gelirler. Ancak çocuklarına ve sahip oldukları refaha rağmen ikili mutlu
olmakta zorlanır. (Hüseyincan Eryılmaz – tsa.org.tr)
“İKİ KADIN” Yavuz Özkan 1992
İskenderiye Film Festivali 1993
“İKİ KADIN” Yavuz Özkan 1992
İskenderiye Film Festivali 1993
Konu: Filmde, yolları kesişen iki kadının arkadaşlığı anlatılır. Bir
bakan tarafından tecavüze uğrayıp darp edilen bir fahişe bakana dava açar.
Bakanın adı karışınca olay basında büyük yankı uyandırır. Bakan ise karısı ile
arasına soğukluğa sebep olan bu hadisenin komplo olduğunu iddia eder. Hayat
kadını davayı kazanmak için mücadele ederken bakan da olaydan kurtulmanın
çaresini arar. Bakanın karısı olayın bir komplo olduğunu düşünerek, fahişe
kadına para teklif eder. Fakat görüştükleri sırada olayın bir komplo olmadığı
gerçeği ile yüzleşir. Bu yüzleşme iki kadın arasında bir arkadaşlığın
başlangıcı olacaktır. (Meltem İşler Sevindi -tsa.org.tr)
“MEDCEZİR
MANZARALARI” Mahinur Ergun 1989
3. Ankara Film Şenliği 1990
3. Ankara Film Şenliği 1990
Konu: Filmde, bir kadının sevdiği adamla arasındaki gerilimli ilişki konu
edilir. Zeynep, İngiltere’de çalıştığı bankadan ayrılarak Türkiye’ye yerleşir.
Düzen kurup evlenmek ister. Bir tanıdığı vasıtasıyla bankada işe girer. İlk iş
gününde bankanın müdürü Erol’la arasında bir ilişki başlar. Bir süre sonra
Erol’un tutarsız davranışları Zeynep’i rahatsız eder. Zeynep bu durumu
psikiyatrist arkadaşı Ümit’le sık sık konuşur. Ümit, Zeynep’e Erol’dan
ayrılmasını telkin eder. Ancak Zeynep tüm çabalarına rağmen Erol’dan
kopamayacaktır. (Meltem İşler Sevindi)
“DÜNDEN SONRA YARINDAN ÖNCE” Nisan Akman 1987
2. Ankara Film Şenliği 1989
Konu: Filmde, evlilik hayatı içinde sıkışmış bir kadının hayatı anlatılır. Gül
ve eşi Bülent, sinema sektöründe çalışmaktadır. İyi bir ilişkileri vardır.
Fakat ikisi de çok yoğundur. Evliliklerinin zarar gördüğünü düşünen Bülent,
Gül’ün iş yükünden şikâyet etmektedir. Daha düzenli bir hayat evliliklerini
yoluna koyacaktır. Çocuk sahibi olmanın da zamanı gelmiştir. Gül işten ayrılır.
İlk zamanlar yemek yapmaktan, ev işleri ile uğraşmaktan şikâyetçi değildir.
Ancak bu hayat onu tatmin etmemektedir. Mutsuzluk ve güvensizlik hissi, onu
yavaş yavaş içine çekmeye başlar. İşsizlik günlerinde edindiği tecrübe, Gül’ün
kendine yeni bir yol çizmesine sebep olacaktır. (Ayşe Adlı – tsa.org.tr)
“AMANSIZ YOL“ Ömer Kavur 1985
22. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1985
22. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1985
Konu: Filmde, tır şoförü Hasan’ın hikâyesi anlatılır. Hasan uzun yıllar
Almanya’da kaldıktan sonra İstanbul’a döner. Geldiğinde en iyi arkadaşı Yavuz
ile eski aşkı Sabahat’in evlendiğini öğrenir. Ayşe isminde de bir kız
çocukları olmuştur. Yavuz yasadışı işlere karışmış ve bu işlere ailesini de
bulaştırmıştır. İşlerin kötüye gittiğini gören Yavuz ortadan kaybolur. Sabahat
ve Ayşe’ye destek olmak Hasan’a düşecektir. (Aybala Hilal Yüksel – tsa.org.tr)
“İHTİRAS FIRTINASI” Halit Refiğ 1983
21. Antalya Altın Portakal Film Festivali 1984
Konu: Osmanlı paşası Recai Bey (Haluk Kurtoğlu), kızı Şeref’i (Gülşen
Bubikoğlu) bir erkek evlat gibi yetiştirmiştir. Şeref, padişahı devirmek
isteyen vatanseverlerce düzenlenen toplantılara katılmaktadır. Gazeteci ve
müzisyen Feyyaz Bey (Cihan Ünal) de bu vatanseverlerden biridir. Recai Bey
Feyyaz’dan kızı Şeref ve yeğeni Müjgan’a (Zuhal Olcay) müzik dersi vermesini
rica eder. Feyyaz Şeref’e aşık olur ve evlenme teklif eder. Şeref içten içe onu
sevdiği halde ilkeleri nedeniyle bu teklifi geri çevirir. Diğer yandan Müjgan
da Feyyaz’a aşıktır. Abdülhamid’e karşı başarısız bir suikast düzenlenir.
Yakalananlar arasında Feyyaz da vardır. İşlemediği suç yüzünden ölüme mahkum
edilir. Şeref, Feyyaz’ı kurtarmak için Haşim Bey’le evlenir. Babası Şeref’i
reddeder. Feyyaz da Müjgan’la evlenir. Şeref mutlu değildir. Kocası Haşim (Raik
Alnıaçık) onu sürekli aldatmaktadır. Feyyaz ve Müjgan Şeref’i ziyaret ederler.
Bir süre sonra Haşim Bey, Feyyaz’la Şeref’in arasında bir şeylerin varlığından
şüphelenip Feyyaz’ı sürgüne gönderir. Şeref evi terkeder ve bir süre sonra
sürgünden dönen Feyyaz’la hamile eşi Müjgan’ın yanına gider. Feyyaz’la Şeref’in
yakınlığına tanık olan Müjgan sesini çıkarmaz. Birlikte yaşamaya devam ederler.
Şeref Gazeteci Feyyaz’a suikast düzenleneceğini öğrenir, üzerine Feyyaz’ın
yağmurluğunu giyip dışarı çıkar. Haşim Bey ve adamları bahçededir. Haşim Feyyaz
sandığı Şeref’e ateş eder, Şeref de ölmeden önce Haşim Bey’i vurur. Müjgan’ın
bir oğlu olmuştur. Adını Şeref koyarlar. Bu, onların da şerefi olacaktır.
(sinemalar.com)